Türkiye'den güvenlik için küresel hamle

Trafikte araçlar geri gelirken zaman zaman kazalara sebep olabiliyor. Bu kazalar bazen araç sürücülerinin bazen de yayaların dikkatsizliğinden kaynaklanıyor. Türkiye'de bunun için geri vites ikaz sistemi düzenlemesi yapıldı. Yeni üretilen araçlarda ikaz sistemi zorunlu oldu. Ancak Türkiye, bunu yerel bir zorunluluktan çıkarıp küresel hale getirmek için adım attı.

Sabah gazetesinden Ufuk Sandık'ın yazısına göre, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ekim 2016'da Türkiye'de zorunlu hale getirilen araçlarda geri vitesle birlikte çalışan sesli ikaz sisteminin, tüm dünyada zorunlu olması için konuyu Birleşmiş Milletler'e götürdü. Türkiye'nin önerisi kabul edilirse, geri vitesle birlikte çalışacak ikaz sistemi tüm dünyada standart olacak.

REFLEKS HALİNE GELEBİLİR

Bugün bu konuda herhangi bir standart bulunmuyor. Her araçta farklı sesli ikaz sistemleri var. Bu durum, trafik güvenliğini ciddi ölçüde tehlikeye sokuyor. Eğer tek bir standart ses ikaz sistemi olursa, trafikteki yayalar ve sürücüler, çıkan sesten aracın geri gittiğini hemen anlayabilecek. Nasıl kırmızı ışık dünyanın dört bir yanında dur anlamına geliyorsa, bu ses de bir aracın geri gittiğine işaret edecek. Böylece daha önce yanlış anlamalardan doğan kazalar önlenebilecek.

Türkiye'nin bu konuyu Birleşmiş Milletler gündemine getirmesinin hikayesi ise şöyle gerçekleşti.

26 Ekim 2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 'Araçların İmal, Tadil ve Montajı Hakkında Yönetmelik' kapsamında belirli kategori araçlarda geri vites ile birlikte çalışacak sesli ikaz sistemi zorunluluğu getirildi. Bu zorunluluk trafikteki kaza istatistikleri göz önüne alınarak yapıldı.

TÜRKİYE İÇİN EKSTRA ŞART

Zorunluluk bazı kategorilerde 01.10.2017'den sonra üretilecek araçlarda, bazılarında ise 15.05.2018'den sonra üretilen araçlarda uygulanacak. Geri vitesle çalışan sesli ikaz sistemi AB'de zorunlu değil. Dolayısıyla, AB'de Tip onaylı olan araçların Türkiye'de tescil edilebilmesi için ilave bir teknik şart gündeme gelecek.

ÖNERİ İNCELENİYOR

Bakanlık, bu özelliğin yerel bir mevzuat olarak kalmasındansa küresel bir şart haline gelmesini hedefledi. Bu amaçla konuyu Birleşmiş Milletler'e taşıdı. Küresel uygulamalarda bu gibi süreçler serbest dolaşımın kısıtlanmaması adına AB ve Türkiye'nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu'nda karara bağlanıyor. Çeşitli platformlarda mevzuatla ilgili detaylı çalışmalar yapılıyor. Şu anda Türkiye'nin önerisi farklı ülkelerden katılan uzmanlar tarafından inceleniyor.